ÖĞRETMENLER
GÜNÜNÜN ARDINDAN
                                                                                  24/Kasım/2008/
BURSA
“ 24
Kasım Öğretmenler Günü” ülkemiz genelinde benzer programlar çerçevesinde
kutlandı. Yapılan törenler şartlara göre güzel gerçekleşti. İnsan daha iyi nasıl
olabilir diye düşününce, “program amaçlarının” her törende olduğu gibi
gözetilmesi zorunludur. Çünkü amacından ayrılmış uygulamalar törendekilere
anlamsızlık verdiği gibi, (Tören sonrası değerlendirmeler) törene katılanlar
için (emekli öğretmen ve yöneticiler) büyük hüzünlere neden olabilir.
Örneğin
törenler “konser” izlenimi veremez. Programın her aşaması özenle seçilmiş,
öğretmen ve öğretmenliğin kutsal yönleri nakış gibi hassasiyetle işlenmelidir. 
24 Kasım
Öğretmenler Günü törenlerinde çocuklara rol vermenin yanında, gerçeklik
açısından gerektiğinde öğretmenler de rol almalıdır.
Nihayetinde
amaç sisteme yeni giren öğretmenlere mesleğin yüksek nitelikli görev bilincini,
kişisel ve sosyal sorumluluğunu, inanç, hakikat, fazilet, samimiyet,  fedakarlık gibi "olmazsa olmaz"
ruhani temel değerlerini tanıtmaktır.
Buna
karşılık, emekliye ayrılan, "Hizmet Şeref Belgesi" verilen
öğretmenlerin aday öğretmenlerle etkileşmesini, rol model olmasını sağlamaktır.
Bu itibarla çokiyi yetişmiş öğretmen adaylarının yemin töreni sırasındaki
birçok davranışı askeri uygulamalara benzer. Her iki kurumda yüksek amaçları
tercih eder, yüksek amaçlar yüksek sorumluluklar gerektirir. Cephede manevi
kuvvetiyle çarpışan asker ölümü aşmış (şehit) savaş anlayışına sahiptir. Onu
asker yapan bu (şehit) tavrıdır. Ölüm gerçek asker için yaşamakla eş anlamlıdır.
Çünkü önemli olan amacın gerçekleşmesidir. Asker canını verir, amacı alır. Yüksek
amaçlı hizmetlerde amacın can bedeli vardır. “Çanakkale Geçilmez” gibi, amaç ne kadar yüksek olursa verilecek
can bedeli o kadar fazla olur. (250.000 Şehit)
Eğitim
ordusunun neferleri aynı şekilde gerektiğinde canını insanlığa hizmet uğrunda
severek verir. Burada, yüksek amacın, hakkın, hakikatın, hizmetin, gerçekleştirilmesi
amaçlanmıştır. Anlaşıldığı gibi yukarıda açıklanan değerler soyuttur ama
tarihte bıraktığı izleri gerçektir. Öncelikle günlük ihtiyaçlarını düşünmeyen
hizmet insanları ulusuna, insanlığa gerçekten daha fazla hizmet verirler. Bu
gibi hizmet insanları bulunduğu görev yerinin uzaklığından yakınmaz, kendisine
ödenen maaş miktarından, yaşam kalitesinin düşüklüğünde üzülmez. Onları asıl
üzen şey, ülke insanının yaşam kalitesinin düşüklüğüdür. Ülkesi dışarıdan kredi
aldığında, ülkesinde aç yatan, sosyal güvencesi olmayanlar varken, hak ederek
aldığı maaşı bile rahatlıkla yiyemez. Öğretmen,  “zamanın
aşındıramadığı yüksek düşünce ve duyguların insanıdır.”
Yemin törenlerinde, Bayrak üzerine yemin etmek en büyük ve
kutsal yeminlerden birisidir. Bayrak, hepimizin ortak şerefi, bugüne kadar
vatan birliğimiz, insan dirliğimiz adına tarih boyunca canını veren
şehitlerimizin, gönlümüzde taşıdığımız, elimizle gökyüzüne doğru yücelttiğimiz
manevi hatırasıdır. “Yemin Törenleri” sırasında “Aday Öğretmenlerin” el ayasını
masa üzerine açılmış “Al Bayrağımız” üzerine bu manevi ruhaniyetle koyması, (parmak
uçlarının dokundurmak değil) daha ileri giderek, elini bayrağın üzerine koymuş
gibi ama sanki orada henüz şehit olmuş öğretmenin kalbi üstüne koymuş gibi
tahayyül ederek yemin etmesi en güzelidir. Sanki şehidimize; "Sen rahat
uyu, yüksek amaçlı görevini kaldığın yerden, ben aynı anlayışla yerine
getireceğim" kararlılığıdır. Yaşayan, canını verenden görevini onun
adına severek aldıktan sonra, amaçlanmış eylemin gerçekleşmesine 'yemin' denir. 
Büyük Atatürk’ ün ifade ettiği gibi; “Bir millet irfan
ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde
ederse etsin, o zaferlerin yasayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla
kaimdir.” Öğretmen de irfan ordusunun neferidir. İrfan ordusunun neferi, ne
için ölüneceğini öğreten kişidir. O halde ne için ölüneceğini silahla korkmadan
yapan kişiye asker denir.
Ülkesinin
insanlarına hizmet etmeyi bilgi, görgü, davranış, karakter ve kalemle
gerçekleştiren, bunun için hayatta kalmayı, ölmeye gönüllü olarak tercih
edebilen kişiler öğretmenlerdir. Öğretmen, insanlığın mutluluğu için yaşatmayı
amaçlayan insandır.
2050-2100
yıllarına bakıldığında, Çalı Kuşu Roman kahramanı Feride Öğretmen gibi idealist
öğretmenlere ihtiyaç vardır. Öğretmen açığı kapandığında, ülkemizin ekonomik
cari açığı kapanacaktır. Bir yerden başlamak gerekiyor.
24/11/2008
Abdurrahim ERDOĞDU/BURSA

 
No comments:
Post a Comment